Öncü Medya Genel Yayın Yönetmeni Sadullah Ünsal, ‘Yorumlu-yorum’ programında, ekonomi eksenindeki sıkıntılar, son dönemde giderek bozulan Türk aile yapısı ve yeni neslin maneviyat, ahlaki değerler, örf, adet ve gelenekler ışığında şekillenmesinin gelecek için önemine değindi.
GELİR DAĞILIMINDA ADALET YOK: ANA ETKEN FAİZ SARMALI
Türkiye’deki sancılı ekonomik gidişatın “Ticareti döndürmeyecek” aşamaya geldiğini belirten Ünsal, sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye’de ticaret yok. Küçük esnaf inim inim inliyor. Blokelerden inliyor, icralardan inliyor, hacizlerden inliyor. Ama inlemeyen bir kesim var. Gelir dağılımında uçurumlar var. Fakir çok fakir. Zengin olanın imkânı çok. Bir adalet yok gelir dağılımında… Ülkenin kazandığı millî gelirden insanlar eşit pay alamıyor. Alamayınca ne oluyor, sıkıntı büyüyor. Hepsinden önemlisi bugün piyasanın durmasının, piyasada para hareketinin olmamasının, ticaretin olmamasının en büyük sebebi; adamın 2 milyon - 3 milyon artık ne kadar bir geliri varsa bunu gidiyor bankaya faize yatırıyor. 2 milyonu olan insan 40-50 bin civarında, 3 milyonu olan insan da 75-80 bin civarında aylık faiz alıyor. Şimdi 3 milyona daire alsa, alacak olduğu kira en fazla 20 bin TL. İşte buradaki denklemsizlik, inşaatın durması, hareketin bitmesi memlekette bir buhrana sebep oldu ve bu durum devam ediyor. Kafeler, oralar, buralar dolu dolu ama hepsi kredi kartıyla. İnsanlar borçlanarak yaşamaya çalışıyor veya birikimiyle bir ev, bir araba, bir mülk alamayacağı için elindekini tüketiyor.”
“ESNAF AYAKTA ZOR DURUYOR, İŞSİZ İŞ BEĞENMİYOR”
Süreci esnaf açısından da ele alan Ünsal, iş beğenmeme hastalığına ayrı bir parantez açarak şunları söyledi: “Esnafın durumu çok kötü. Niye kötü? Vatandaşın durumu kötü. Ama hani bir söz var ya: “Sen ağa, ben ağa bu ineklere kim sağa” der eskiler… Şimdi üretim noktasında bir zafiyet var. İş gücü, istihdama katkı noktasında bir zafiyet var. İş beğenmeme var. Çalışılmıyor. Eğer bugün gerçekten evine ekmek getirmek için inşaatında, fabrikasında, sanayisinde, imalatında çalışacak olan bir insan hayatını çok güzel idame ettirir.”
ATALARDAN GELEN ASALETLE YOĞURULAN GENÇLİĞİN FARKI
Büyüklerimizden gelen güçlü maneviyat ve gelenekselci yaklaşımla mayalanan neslin farkından da bahseden Öncü Medya Genel Yayın Yönetmeni Sadullah Ünsal, şöyle konuştu: “Çekirdek aile, çekirdek aile, çekirdek aile.” diye diye aile mefhumu bitti. Neye göre bitti? Bakın bizim yetiştiğimiz çağlarda biz babaannenin, anneannenin, dedenin terbiyesiyle büyüdük. Onlar, asırlar önce atalarının onlara verdiği asaleti, mahareti, bilgiyi, tecrübeyi bir araya getirip küçüklere aşıladılar. En büyük öğretmen sevgiyle öğreten, aşkla öğretendir. Peki bunlar yok şimdi; evlenen gidiyor, çoluk çocuk oldu, ne olacak? Doğru kreşlere…”
AİLE HUKUKU TÜRKİYE’DE BİTTİ, BİTİYOR
Türk aile yapısını tehdit eden tehlikelere sözü getiren Ünsal, şu ifadeleri kullandı:
“Türk milletinin ve toplumumuzun geldiği noktada örfünden, adetinden, geleneğinden, göreneğinden, dininden, imanından, soyundan, sopundan, asaletten uzak bir yapı oluştu. Bu yapı, bu toplumu ticari olarak, sosyal olarak, ekonomik olarak, gelecek olarak maalesef ama maalesef ne hale getirdi? Bitirdi. Aileler bitti diyorum ya. Bugün iktidara da yakın televizyon kanalları, ailenin geleneğine, göreneğine, kutsallığına, temeline bomba atan, dümdüz eden yayınlarla, kadın programlarıyla topluma kötü örnek oluşturuyor. İşte o onunla olmuş, bu bununla gitmiş, gelmiş. Aile hukuku Türkiye’de bitti. Bitiyor. Ve bu iktidara yakın bir televizyon kanalında oluyor, ne kadar garip değil mi? Biz milliyetçi, muhafazakâr, demokratız yapı olarak. İktidar olarak da. Ama geldiğimiz ve geleceğimiz nokta bu memlekette aile, aile kutsallığından bihaber oldu mu diyemeyiz. Çünkü hepsi kendine göre bir alanında etkili. Planlı mıdır, projeli midir? Nasıl bir şeyse Türk aile yapısı maalesef bitti. Bu bitiş ekonomiyi de, çalışmayı da, üretimi de, tarımı da… Her anlamda toplumun, hayatın, yaşam kalitesini yükseltmesi gereken her noktasına dokundu ve geldiğimiz nokta gerçekten hani şapkayı önümüze koyup düşünecek hale geldik. Maalesef, maalesef Musa gibi inanıp Firavun gibi amel edenler bizim kaderimize, yerelde de genelde de, tabiri caizse yön veriyorlar. Ve bunu farklı kimliklerle, farklı doğrularla, farklı yapılarla yapıyor. Hani “Şeytan adama inandırarak günah işletirmiş.” derler ya… Devletin üst kademelerine kabul ettiriyorlar.”
GELECEK NESİLLER GÜÇLÜ DEĞERLERLE YETİŞMELİ
Ünsal son olarak gelecek nesillere tüm hassasiyetler gözetilerek bırakılacak bir mirasın önemini şöyle anlattı:
“Bizim anneannemizden gelen; bir aileyi anlatırken, hayatı anlatırken, evdeki huzuru, evdeki yapıyı anlatırken bir ifade vardır Anadolu’da: “Evinde huzur, mutluluk var mı? Düğün gibi, gir oyna, çık oyna. Evinde huzur, mutluluk yok mu? Gir ağla, çık ağla.” der büyükler. Bu atalardan gelen bir gelenek. İnşallah memleketin akil insanları, memleketin dertli insanları, millet ve devlet derdiyle dertlenen ve gelecek nesillere bir hatıra bırakmak, gelecek nesillere bir gelecek bırakmak, bir vizyon bırakmak için bu anlatılan, bu tespit olunan, bu görülen, bilinen hâlin mutlaka ve mutlaka düzeltilmesi noktasındaki hassasiyetlerini önce Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve bu yolda gönül veren, bu millete, bu devlete, bu ümmete dertlenenlerden bekliyoruz. Artık dur demenin vakti geldi.”