Öncü Medya olarak biz diyoruz ki; bizim her şeyimiz Düzce. Düzce’nin en büyük hedefi de tarım ve turizm. Ekmeden, dikmeden, tanıtmadan, ekilen – biçileni, üretileni göstermeden Düzce’yi tamamen tanıtmak ve bu projeyi tamamlamak yok. Biraz önce makinenin üzerine ben çıktım. Burası Akçakoca’nın Beyören Köyü ve benim fındık bahçem. Fındık bahçemin yanında bulunan 2.5 dönüm araziye biz Düzce Tarım A.Ş. kapsamında kavun, karpuz ve sebze ekeceğiz. Bu anlamda da yine Akçakoca yerli, milli Düzceli dediğimiz tam o çizgideyiz. Bugün Akçakoca’da üretilen Akçakoca menşeili, Akçakocalı girişimciler tarafından, tarımla uğraşanın, bahçeyle uğraşanın, fındıkla uğraşanın, bu memleketin doğasıyla, tarımı ile uğraşanın can dostu olacak bir makinenin üretimine başladık.

Yanımda iki Ali var… Bunlardan biri Ali Sarı, elektrik mühendisi, genç müteşebbis bir makine yapmış. Eskiden biz pat pat diye tabir ettiğimiz, insanların kol kuvvetiyle ve değişik çilelerle fındık bahçelerini sürerken, fındık bahçelerine giderken, bugün Ali kardeşimiz diğer iştirakçilerle beraber, bir makine üretmiş. Biraz önce ben de bu makineyi test ettim.

Evet Ali Bey; önce sizi bir tanıyalım:

Ali Sarı: Elektrik mühendisiyim. Yaklaşık olarak bu makinenin imalatına 4-5 sene önce başladık. Tabii biz belirli bir güçte hobi olarak başladık. Sonra, sahada buna ihtiyaç olduğunu gördük. Yaklaşık olarak bir sene önce, Akçakocalı değerli abimiz Burhan Özdemir’in bizim bünyemize katılmasıyla, daha doğrusu bize kol – kanat germesi ile diyelim projeyi büyüttük. Türkiye’nin en büyük traktör fabrikalarından, daha doğrusu küçük bahçe traktörü gruplarından bir firmayla yine ortaklığımızı perçinledik. Şu anda Akçakoca’da Burhan Özdemir önderliğinde, Mehmet Pazvant, İlhan Özdemir ve Bolat grubu ile bu projeyi hala daha geliştiriyoruz. Şu anda sahaya inebilecek düzeye geldi. Denemelerimizi tamamladık, performansı çok yüksek. Afrika ve Orta Asya ülkelerinden de ciddi manada talep görüyor, teklifler geliyor. Şu anda Akçakoca’da bu işi yapmak üzere büyük bir fabrika kuruyoruz. Nasip olursa önümüzdeki ilk 3 ay içerisinde tamamlamış olacağız. Sahaya indiğimizde de umut ediyoruz ki, Türkiye’nin her yerine bu ürünü dağıtacağız.

Sadullah Ünsal: Şimdi bu ürün, ben bahçede meyve sebze üretiyorum, tarımla uğraşan bir çiftçiyim, benim hangi amaçlarıma hizmet ediyor bu makine? Ben bu makineyle ne yapabilirim?

Ali Sarı: Bu makine, diğer bahçe traktörlerinden farklı olarak çok ergonomik ve atletik bir makine. Çünkü çift eksen belden kırılmalı bir yapısı var. Sürekli 4 çeker, 25 beygir gücü var. Parçalarını Türkiye’nin her yerinde kolaylıkla bulabilirsiniz. Tabiri caiz ise köye gitseniz bakkaldan bulabileceğiniz parçalardan üretilmiş bir makine. Ustası da her yerde bulunabiliyor. Kaldı ki, Bolat ortaklığından sonra Türkiye’de 600 noktada servis ağımız var. Şimdi bu makine ile neler yapılabilir? Bu makine ile bozuk engebeli arazilerde, ya da yol olmayan yerlerde çok rahatlıkla çapanızı, ot biçmenizi, ilaçlamanızı, gübrelemenizi, yapabilirsiniz. Arkasına daha farklı aparatlar da düşünülebilir, ama şu anda bizim pilot olarak çalıştığımız çapalama ve ot biçme üzerine. Yani bizim bölgemizin sıkıntısı bu.

Sadullah Ünsal: Peki yük nasıl taşıyacağız? Fındığımızı getireceğiz bahçemizden, çalımızı getireceğiz, gübremizi taşıyacağız. Bu nasıl olacak, düşünüldü mü bu?

Ali Sarı: Makine bir ton yükü çok rahatlıkla çekiyor zaten, yol olması durumunda. Yol olmadığı zaman da bizim kendimizin yaptığı, makineyi sürekli 6 çekere dönüştüren bir römork sistemimiz var. Onu bağladığınız zaman yol olmasa bile, çamur olsa bile, arazi çok bozuk olsa bile hiçbir sıkıntı çekmeden bu kilolarda yükleri çok kolaylıkla çekebilirsiniz. Zaten bizi takip edenler biliyorlardır, Bolat mu traktör diye instagram adresimiz var. Orada makinenin arazi üzerindeki performansı gözüküyor. Yani şöyle söyleyeyim; yabancı muadillere baktığınız da yaklaşık 4 kat daha fazla fiyat ödüyorsunuz. Ama yaptığı iş, işin sonunda aynı.

Sadullah Ünsal: Peki bu makineyi bu programdan sonra biri gördü, bildi, tanıdı ve satın alacak. Nasıl bir satış ağı kuracaksınız? Çiftçi ve üretici buna nasıl ulaşacak.

Ali Sarı: Satışçı arkadaşlarımız var, onlara sipariş geçiliyor. O siparişler doğrultusunda, kendilerine verilen süre içerisinde zaten makine teslim ediliyor. Şu anda makine dediğim gibi, Türkiye’nin çoğu yerine dağıldı. Biz zaten sadece bu bölgelerde değil, Siirt’ten Hatay’a kadar, Kars’tan, Ordu, Samsun, Giresun, Tekirdağ, yani Türkiye’nin aşağı yukarı her yerine bu makineyi dağıttık. Bu makine artık bizim geliştirdiğimiz son nokta diyebilirim. Daha doğrusu, bu fiyata bu performans zaten olmaz. Ama biz bunu başardık.

Sadullah Ünsal: Şimdi iki Ali dedik ya; Ali Uzun Düzce Tarım A.Ş üzerinde Düzce’de bir proje başlattı. Yani yerli, milli, Düzceli dediğimiz çizgiden devam ediyoruz. Ali Bey; siz Düzce Tarım A.Ş ile ilgili burada da örnek bahçe yapıyoruz. Şimdi makineyi gördünüz, makinenin üzerinde bir çalışma yaptım, toprağa sürdüm. Bu makine konusunda, mini traktörü nasıl değerlendirdiniz, bir mühendis, üretici ve çiftçi olarak?

Ali Uzun: Düzce Tarım A.Ş projesinde kavun ve karpuz yapıyoruz. Bizim en büyük sorunumuz olan otla mücadelede 2 metre, 2.5 metre ara yapıyorduk. Tam araya girip, 2 – 3 kere dönem boyunca çapa yapabilecek ve bizim otla mücadelemizi tamamen kökten çözebilecek bir durumda bu makine. Ben çok sevindim. Arkadaşlarımızın hem Akçakocalı olmaları hasebiyle, hem de yerli ve milli üretim ve tarıma hizmet edebilecek noktada bir makine icat ettikleri için tebrik ediyorum.

Sadullah Ünsal: Bu makine, Düzce tarımına, bizim bahçelerimize ne gibi fayda sağlar?

Ali Uzun: Fındık öncesinde ve sonrasında bahçe arasını sürmek için, çapalama için, gübreleme için ve bilhassa bizim açık alandaki tarımda arık aralarını sürmede ve otla mücadele de çok mükemmel görüyorum. Ali arkadaşımızın da söylediği gibi, yolu olmayan yerlere girme konusunda gayet iyi ve Akçakoca ve Düzce’nin yükü küçüktür. 1 ton ve 2 tonluk yükler çekme görevi de görüyor. Hem traktörün işini yapıyor, hem de alet konusunda işlev yapıyor. Yani 2 işi birden yapıyor. Hem taşıyıcı, hem de toprak işleme konusunda işlem yapıyor.

Sadullah Ünsal: Şimdi bir hikaye var ya; ‘Ben Halep’te şu kadar atlardım, Halep oradaysa arşın burada.’ Bugün ben insanımıza, programda ve ekranlarda, sahnelerde, mikrofonlarda neyse diyorum ki; “Tarım yapalım, tarım yapalım” deyince ‘Sen ne yapıyorsun?’ diyorlar. İşte sarı çizmelerimizle, elimizle, makinemizle, çapamızla, yanımızda mühendisimizle, makine destekli iki Ali’mizin arasında ben de bugün bahçemizi örnek yapacağız. Bu bahçeye ne yapacağız Ali Bey…

Ali Uzun: Bu bahçede Düzce’de yaptığımız gibi kavun ve karpuz öncelikli olmak üzere diğer sebzelerimizi de dikeceğiz. Malt çekiyoruz, damlama hortumu çekiyoruz, ana boru çekeceğiz ve burada sulamamızı ve gübrelememizi de otomatik olarak yapacağız. Burası yarı modern bir tarla olacak.

Sadullah Ünsal: Bu bahçede ekiminde dikiminde, üretimimde emeği geçecek insanlarla beraber Sayın Valimiz ve Sayın Milletvekillerimiz ile beraber, inşallah burada bir tarla günü yaparız. Bugün o kadar mutlu bir gün ki bugün, Düzce’nin evlatları yerli, milli ve Düzceli ruhuyla, tarımda toprağı işlemek adına, toprağı verimli hale getirmek adına, çiftçinin can dostu olmak adına bir üretim düşünmüş, bir proje hayata geçirmiş ve küçük bir traktör yapmış. Bir Ali de memleketine Antalya’da ve tarımsal bölgelerde elde ettiği bilgiyi, beceriyi, birikimi Düzce’de kullanmak ve Düzce’ye yaymak istiyor. Ben de hasbelkader, karınca misali bu işin arkasında olup, kendi bahçemde de böyle bir şeyi örnek teşkil etmek adına girişimde bulundum. Para da kazanırız inşallah bu işten. Ama ben bu bahçeden çıkacak mamullerle beraber, bizi izleyen, takip eden herkesi mahsul günü buraya davet edeceğim, o günü de söyleyeceğim.

Ali Uzun: Bir tarla günü yaparız. Akçakoca’da şu anda ikinci oluyor burası, ama modernlik açısından da bir ilk oluyor. Yani usulüne uygun olarak ekim yapıyoruz. Damla sulamamızı da yapacağız. İnşallah tarla günüyle beraber, Akçakoca’ya da güzel bir örnek olur.

Sadullah Ünsal: İnşallah Akçakoca’da, Düzce’de, bölgemizde bu toprağa insan eksen çıkacak olan bu topraklarda, bu coğrafyada bu gençler, bu müteşebbisler, bu gönül insanları tarıma ve üretime, tarımda makineleşmeye öncülük edip, bu memlekette yerli, milli, Düzceli ülküsünü ve ilkesini hayata geçirmek için uğraşıyorlar. Biz de hasbelkader karınca misali arkasındayız. Allah bunlara kolaylık versin, yollarını açsın. Ali Sarı kardeşimiz ve ortaklarına, Ali Uzun ve ekibine Düzce’de tarımın gelişmesi, tarımın büyümesi noktasında verdikleri mücadelede, inşallah muvaffak etsin.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.