Hz Mevlana derki” Dövüle elsiz ola, Sövüle Dilsiz Ola. Derviş Gönülsüz ola, Sen derviş olamazsın.”

Akçakoca da turizme darbe vurulup Akçakoca’nın geleceğini de bu anlamda ipotek altına alan zihniyetleri gördükçe, hissettikçe, tecrübe ettikçe bunu engelleyen zihniyetin çözüm getirmesini göremedikçe Turizm müteşebbisleri gibi benimde kimyam bozulmaya başladı.


Üç yıldır Akçakoca Plajlarında bir hengamedir gelip gidiyor.


Temel, Ali, Dursun üç kafadar dere kenarında otururlar. Bu arada dereye bir kuş seğirtir geçer. Ali Dursun’a Döner” Gördün mü bak kuş dereye teyidi geçti” der .Dursunda ”Körmüsün be adam değmedi” deyince ikisi arasında çıkan tartışma önce kavgaya sonrada Alinin Dursun’u vurmasıyla biter. Ali Cezaevine, Dursun Mezara gider. Aradan yıllar geçer Ali cezaevinden çıkar gelir köyüne. Temelle aynı derenin kenarına giderler. Hasbihaldan sonra Temel “Ula ali hiç yoktan dursunu vurdun Ha o kuş dereye değmemişti” der. Ali ısrar edince iş kavgaya dönüşür. Bu sefer Temel çeker silahını Aliye doğrultunca Ali Temele “Uy benim kardeşim yıllarca hapis damında için çürüdü. Vicdanım kanadı. Ha şimdi kuş teysenolurteymesenolur. Ben bu acıyı çektim sende çekeceksen vur beni” der. Temel ise yıllar önce olan cahilliğin idrakine varıp Temele sarılır barışırlar.


Akçakoca Plajları dedik ye. Davul bir tarafın elinde tokmak diğer tarafın elinde. Vura vura bir ritimde tutturamadılar. Sahillerde ne doğru dürüst tuvalet var dene duş. Bugüne kadar eline şezlong alan indi sahile. Kah zabıta ya ifade verdiler Kah Mal Müdürlüğü memurlarına.


Plajların denetimi sorumluluğu Mal Müdürlüğü yani Mülki idarenin tasarrufunda.


Temizliği düzeni ise hiçbir yetkisi olmasa da Belediyenin temizlik araçları ile yapılıyor.


BUNUN İZAHI SEN SENSEN BENDE BENİM DEMEKTİR.


Peki, bu durumun sebep sonuç ilişkisine bakıldığı zaman kemi ne faydası var. Bu düzensizlik ve plansızlıktan kim neyi elde ediyor. Bence Kaymakamlık Makamı da Belediye Başkanlığı Makamı da hiçbir kazanım elde etmiyor.


Kaymakamlıkta geçen günkü toplantıda Belediye Başkanı ve Turizm Derneği Başkanı ile toplantıya katılanlara Mal Müdürü başkanlığında bir heyet karşıladı.


Mülki idarenin tavrı “Şezlonglar sahillere serili halde olmamalı. İsteyene Şezlong ve çadır temin edilmeli” yönünde. Sahillerdeki bu oluşumu Köylere Hizmet Götürme Birliği bünyesinde düzenlemek” gibi bir tavır içinde. Her ne kadar Sayın Kaymakam toplantıya iştirak edenlerle görüşmesene Mal Müdürlüğünün görüşü Mülki idarenin görüşü nü ilettiği ortada.


Belediye ve Turizm Derneği nin yanısıra Otel sahipleri ise böyle bir uygulamanın kabul edilemez olduğunu ilgililere illettiler.


Yani üçüncü yılına girerken Plajların akıbetinin ne olduğunu tahmin etmek için üç senelik tecrübeye bakmak gerek.


BELEDİYE SAHİLDE ETKİLİ AMA YETKİLİ DEĞİL


Belediyenin Kaymakamlık tahsis etmediği ve izin vermediği sürece sahile bir çivi çakma yetkisi yok.


Kaymakamlık kamu adına sahillerin peşkeş çekilmesi endişesine karşı kıyı kanununa göre sezlong ve duş yapılanmasını raptı zapt altına almak gayretinde.


Herkesin niyeti halis, herkesin niyeti Akçakoca ya hizmet etmek.


Peki aynı duyguyu paylaşıp aynı dili konuşamayan bu halin izahı nedir.


Benim külahım sivri. Aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık misali herkese gider yapmakla çözülecek bir sorun yok.


Herkes külahlını önüne koyup düşünmeli. Mutlak bir ortak yol ortak akıl bulunmalı.


Bulunmazsa ne olur. Ne olur u bilmem. Ama sebep sonuç ilişkisine bakarsanız bu yaklaşımlardan kaybeden Akçakoca olur.


Akçakoca kaybetmesin diye ne yapmalı derseniz.


İlçenin mahalli idaresi ve mahalli siyasetçileri ortak akılda hakemliği yapabilmeli. İktidarı muhalefeti ile bir olup bu mesele yaz başlamadan ivedi olarak çözülmeli.


İktidara sahip siyasi irade Mülki idare İle Belediye ve İlçedeki STK arasında konsensüsü sağlamalı. Bu konsensüs bu ilçe için farzdır, vaciptir hayatı önem arz etmektedir.


BU SORUNA BİRİLERİNİN SÖYLEYECEK SÖZÜ OLMALI


İktidar camiası bu meseleyi” Yerel Yönetim ve Mülki İrade bizim fikrimize göre hareket etmiyor. bizi dinlemiyor” deme lüksüne sahip değildir.


Siyaset için her manevra yapılır. Ancak bu konuda siyaset üstü bir adımın atılması her Akçakocalının görevi olmalıdır.


Yukarıda yazdıklarımı okuyanlar “Senin Söylediklerin asma kabağı. O da Mayıs ayında çıkar. Hikâye anlatma sadete gel” derseniz sadet ede geliriz.


Gelecek hafta Akçakoca sahillerinde Pazar günü çümbüş gibi bir eylem yapılacağını haber aldım.


Başta turizm derneği ve turistik tesis işletmeleri olmak üzere “Akçakoca Sahillerine Sahip çık” başlıklı bir eylem hazırlığı yapıldığı geldi kulağımıza.


Bu eylemde neyi ne kadar halleder bilmem.


Ama bildiğim ve vakıf olduğum bir tespit var.


Bilenler vardır mutlaka. Sayın Kaymakamımız Mehmet Ünal Fethiye de doğmuş bir şahsiyet. Turzim ve şehirleşme konusunda sonradan olma değil dünyaya gelme bir tecrübeye sahip. Hele Hele babasının ilçede Belediye Başkanlığı yapması hizmet ve siyasetteki tüm inceliklere vakıf olan bir idareci. Hakkını yememek lazım Sahil bandında bulunan kıyı kanunu ve mevzuata aykırı binaların yıkımında gösterdiği kararlılıkla tecrübesini her anlamda teyit etti.


Akçakoca nın CHP li Belediye Başkanı Parlayan kent Akçakoca sloganı ile çıktı yola. Sağı solu yıktı geçti. Seçimlerde kaybetme pahasına çıktığı yolda ilerliyor.


Akçakoca nın kaderine yön veren iki makam Turizm ve Tanıtma Derneğine bir yer bulamadılar. Şehrin en güzide yerinde olması gereken Dernek yeri cami önüne kundaklanıp bırakılan sahipsiz bebek gibi kaldı ortada.


Nasıl olcak peki. Çıkış yolunu kim gösterecek.


Yukarıdaki hikâyeyi hatırladım şimdi. Kuş teyse nolur teymese nolur.


Kaymakamlık Makamı burada kilit noktada ve iradenin başıdır. Akçakoca ya yakışan bir plaj organizesi yapıyorsa yapsın. Yapmıyorsa bu işi ehillerine verip denetlesin. Başka sözü ve fikri olan varsa 10 Haziran Pazar günü Çuhallı sahiline gelsin orda söylesin. İnşallah kimse Çuhallı sahiline gitmeye mecbur kalmaz.


CENEVİZ OTEL VE UZMANLIK


Vakti zamanında Karadenizin dağ köyünde Göbülo denilen bir adam yaşar. Köyde bileğinde saati olan tek adamdır göbülo. Köylü tarlaya gittiğinde namaz vakitleri için karşı yakadan göbülo ya saati sorar. Öyleki göbülo bazen saatine bakar bazen bakmaz ama her sorana cevap verir.


         Göbülo kendini bulunmaz hint kumaşı gibi gerile gerile saat bilgisi verdiği günlerde köyden askerden dönen bir Mehmet bileğine saat takıp bileği saatli ekabir takımına dahil olur.


         Karşı yakadan bir köylü saati sorar göbüloya. Göbülo saate bakmadan “ saat 11 “ der. Soran köylü ise “Mehmet’in saati 12 yi gösteriyor” deyince Göbülo hemen halü halvete bürünür ” Mehmet ten ne olur onun saatinden ne olur” diye cevap verir. Göbülo faka basmıştır ama durumu kurtarmak için bir cevap vermek zorunda kalır .


         Akçakoca 8 yıl Başbakanın abisi olarak vazgeçilmez denilen bir Yaşar Yakış senfonisini yaşadı. O kadarki elle tutulur gözle görülür kalıcı bir hizmeti olmayan Yakış tabana “Başbakanın Abi dediği kişi” olarak lanse edilmeyi iyi bildi. Nasrettin hocanın ıslıkla merkebini araması misali 8 yılı üfürdü geçti Yakış.


         Ama Akçakoca gibi bir ilçede ilçenin kaderini değiştirecek imkânlara sahip iken bırak kaderini değiştirmesini Bakan çıkaran ilçede sadece kendisine yakın olanlara bakanlardan başka bir eser bırakmayı başaramadı.


         Denizimizin dibinden çıkan doğalgazın ilçeye beş yıl sonra bağlanmasını kullanıma girmesini bile büyük bir başarı olarak gösterildi. Bence Varlık içinde darlık çekmek ti bunun sonucu.


         Yaşar Yakış ilçede izlerini bıraktı. En büyük izi ve hizmeti ise ilçe başkanlığına atama ile gelip Genel merkez tarafından ikinci defa atanıp uzmanlaşan Mustafa Ezeri eser bıraktı.


         Ezer ise bugün ilçede belediye başkan adaylığı konuşulan bir isim oldu. Ben Ezeri n bunu hak ettiğine inanıyorum. Gerek Merhum Hasan Hafızın oğlu olması, gerek yaşam şekli ile Her anlamda Ak parti vizyonuna uyan bir kişiliktir Ezer.


Aday olurumu peki derseniz. Olurumu olur. Sayın Başbakan bu. İki Dönem milletvekilliği yapan Kaşıkoğlunu il Başkanı olarak görevlendirdi. Ezeri başkan adayı yaparmı yapar. İlçe Başkanlığında Ceneviz otelin yıkılması için aldığı telkin lerle demeç verdiyse de döneminde mümkün olmadı. Belediye Başkanı seçilirse bu sefer Sky Tover otelini yıkarmı bilmem. Hani derler ya “Ben Kimin kızından aşağıyım” diye. CHP li Fikret Albayrak muhalefette iken Çınar Otelini yıkarda Ak partiden Belediye Başkanı Seçilirde Mustafa Ezer Yıkamazımı. Yıkar hemze kütür kütür yıkar geçer.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.