Öne Çıkanlar Düzce benzin zammı Belediye Başkanı Otomobil SOKAK

Bu haber kez okundu.

“ALLAH’TAN YAĞMUR İSTEYELİM YOKSA YANIYORUZ”

Toplumda, ticarette, siyasette yerini sağlamlaştırmak isteyen ve sadece yalakalıkla ayakta durmaya çalışan güruh fitneden, kaostan, gerilimden, entrikadan beslenirken, Düzce için mücadele eden görev adamlarını birbirine düşürmeyi ihmal etmeyerek memlekete en büyük kötülüğü yapıyor. Özlü-Beşyüz atışmasının arka planında da bu sütü bozuk yapının olduğuna vurgu yapan Öncü Medya Genel Yayın Yönetmeni Sadullah Ünsal, “Burada suistimal var. İnsanların duyguları, doğruları, içtimai halleri istismar ediliyor. Her iki taraftan da… Düzce buna layık değil. Düzce bunu hak etmiyor. Ne Özlü hak ediyor, ne Beşyüz hak ediyor, ne Düzceliler hak ediyor.” dedi. Ünsal ayrıca kavurucu sıcaklar yüzünden Düzce tarımının can çekiştiğine işaret ederek, eskiden olduğu gibi yağmur için ellerin semaya açılması ve Allah’a dua edilmesi çağrısı yaptı.

Uzunmustafa Mahallesi’ndeki halk toplantısı sırasında Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü ile eski Konak Gazinosu işletmecisi ve Düzce siyasetinde iz bırakan bir isim olan Zekeriya Korkmaz (Beşyüz) arasında yaşanan gergin diyalog uzun süre gündemi meşgul ederken, haklı-haksız mevzusu yorumları da aşıp yerini çirkin bir olaya bıraktı.

70Ee0913 5076 4A06 Ba09 7A804155E01C (1)

“BİR LAFIN ÜZERİNE ÜÇ LAF EKLEYİP ANLATAN BİR SÜTÜ BOZUK BİR YAPI VAR”

Düzce Belediyesi’nin çalışmalarının anlatıldığı şehir merkezindeki bir billboarda düzenlenen saldırıda Başkan Dr. Faruk Özlü'nün resminin yırtılması üzerinden yaşanan yanlışlara değinen Öncü Medya Genel Yayın Yönetmeni Sadullah Ünsal, ‘Yorumlu-yorum’ programında şöyle konuştu:

“Şimdi edindiğim bilgi, yaptığım temaslarda ne bu işten Faruk Özlü mutlu ve mesut, ne Zekeriya abi mutlu ve mesut. Ama mutlu ve mesut olan bir kesim var. Düğün evinin oynakçıları derler buna. Şakşakçıları, cenaze evinin ağlakçıları gibi... Toplumda veya ticarette, siyasette olanlar pek burada yok ama yerini sağlamlaştırmak isteyen, sadece yalakalık ve yampeçlikle ayakta durmaya çalışan bir güruh var. Bir lafın üzerine üç laf ekleyip anlatan bir sütü bozuk bir yapı var. Ve sosyal medyada insanların onuruyla, şerefiyle, haysiyetiyle oynayan ve bu oyundan da kendine bir şey çıkartmaya çalışan zavallılar var. Ben bunu kesinlikle kabul etmiyorum.”

Whatsapp Image 2025 07 23 At 132738

ÜNSAL’DAN ‘SADETTİN KANTAR’A: SAPLA SAMANI BİRBİRİNE KARIŞTIRMA

Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü’yü sosyal medya üzerinde savunması ile tanınan ‘Sadettin Kantar’ rumuzlu hesabın konuştuklarını farklı mecraya çekme girişimine de göz yummayan Ünsal, şöyle devam etti:

“Sadettin Kantar yazmış. "Sadullahçığım" demiş bana, bir şeyler demiş. "Sen" demiş, "Belediyedeki başkana sahip çıkmayanları eleştirdin, şimdi sahip çıkanları eleştiriyorsun." Bu mesele öyle değil. Sapla samanı birbirine karıştırmamak lazım. Ben belediyenin hizmetinden dolayı, belediyenin uygulamasından dolayı alttaki bir olayın, bilinen bir olayın, gelen bir rüzgarın veya taarruzun ya da tepkinin bilinmesine rağmen önüne geçmeyen idarecilerden bahsettim. Şimdi bu yorumları en çok yapanlar kim mesela? Bir belediye başkan yardımcısının makam arabasıyla spora giden, yanındaki ekibiyle "Faruk Özlü Bey'in yanındayız, arkandayız başkanım" diyen kişi, bayan, adam... E tabii ki yazacak. Başkan yardımcısının makam aracıyla spora gidip sefa süren adam yazacak ki bilinmesin, duyulmasın diye. Burada öküz altında buzağı arayan öküzlere diyorum: O çirkin saldırıyı, Faruk Bey’in resmini yırtan kişilere; ne elde ettiniz? Şimdi geldiğimiz nokta şu: Düzce’de fitneden, kaostan, gerilimden, entrikadan, filmden beslenen bir kitleden bahsediyorum ben. Ey Sadettin Kantar! İhmalden değil, suistimalden bahsediyorum. Burada ihmal yok. Önceki bahsettiğim konuda ihmal vardı. Burada suistimal var. İnsanların duyguları, doğruları, içtimai halleri istismar ediliyor. Her iki taraftan da… Düzce buna layık değil. Düzce bunu hak etmiyor. Ne Özlü hak ediyor, ne Beşyüz hak ediyor, ne Düzceliler hak ediyor.”

“DÜZCE GÜNDEMİ BU KADAR AYAĞA DÜŞMEMELİ”

“Düzce bu kavgayı, bu diyaloğu hak etmiyor.” diyen Ünsal, Düzce’nin büyükleri, ekabirleri ve sağduyulu insanlarının kaos ortamından rahatsız iken bu işten keyif alanlar da olduğuna parmak basarak, şu değerlendirmeleri yaptı:

“Yazık. Düzce gündemi bu kadar ayağa düşmemeli. Yani yangına körükle gitmeyelim. Yangına suyla gidelim. Yangına yangın söndürücü elementlerle gidelim. Çünkü o yangın herkesi yakar işin sonunda. Bizi de yakar. Bize de zarar verir. Düzce’nin önünde büyük hedefler var. Düzce büyüyen bir şehir. Başka Düzce yok. Ayrıldığı ilden daha çok büyüyen bir şehir ve büyüyecek olan bir şehir. Böyle ufak tefek… Yani ufak tefek değil, ciddi de olabilir ama bunlar olabilir. Bir, işte bir iki boyutuyla bakılır. Bir kasıt bakılır, bir kusur bakılır. Kasıtlı mı olmuş, kusurlu mu olmuş? Bir de insan çok sevdiğinden, çok değer verdiğinden, gönlünde bir yeri olan insanın söylediklerinden etkilenir. Belki buradan bakalım.”

“ALLAH’LA İŞİMİZ VARSA DUA EDELİM, YANIYORUZ”

Düzce’de azalan yağışlar nedeniyle kurak günlerin kapıda olduğuna da dikkat çeken Ünsal, “Bizim eskiden, büyüklerimizin bir geleneği, bir inancı vardı. Bu yağmur yağmadığı zaman bir dua edilirdi: "Allah’ım, bize yağmur nasip et." "Bu kadar zor mu bu iş ya? Bizim Allah’la işimiz bitti mi? Bu camilerde bu toplumu niye motive edip de yağmur duası istemiyoruz biz? Bizim Allah’la işimiz yok mu?" Her şey bilim, teknoloji… Evet, tamam. Bilim, teknoloji, ilim. Dünyanın şartları şu anda bize yağmur yağdırmıyor. Mahsullerimiz yandı. Kirazın kilosu oldu 600 lira. Birçok yerde mahsul yok. Fındıklarımız yandı gitti. Birçok mahsul yanıyor. Ya bir dua edecek ağzı dualı bir adam yok mu bu memlekette? Veya bunu bir harekete geçirecek insan yok mu? diye düşünürken demek ki bu iş bana düştü. Benim ağzım dualı, o kadar mübarek bir adam değilim ama Allah’tan yağmur isteyelim. Bunu müftümüz, din adamlarımız veya kim akil önderimiz… Yoksa yanıyoruz. Belki bir Allah’ın sevgili kulunun muhabbetiyle yağmur yağar. Ha inananlar için bu. İnanmayanlar için tartışma konusu olmasın. Hani az imam can imandan edermiş, az doktor candan edermiş. Candan da imandan da olmayalım. Allah’la işimiz varsa dua edelim. Yanıyoruz.”

PROGRAMIN TAMAMINI İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.