Öne Çıkanlar MHP AKÇAKOCADA OKAN YANMAZ Akçakoca Belediye Başkanı BAŞKAN ALBAYRAK FIRÇALAYAMA BAŞLADI Albayrak Kızılay Başkanlığından istifa etti Yeniden Refah Partisi

Bu haber kez okundu.

“MİLLETİN İÇİNDE ASIL HAKARETE UĞRAYAN BENİM”

Gölyaka’da Belediye Başkanı Muzaffer Coşkun’un MHP Gölyaka eski İlçe Başkan Yardımcısı Şaban Horuz’a düşmanlık beslediği ve hırsını Horuz’un yakınlarından çıkardığı iddia edildi.

Eski İlçe Başkanı Horuz’un ablası olan Melek ve eniştesi Kemal Demircan, Başkan Coşkun ile Şaban Horuz arasındaki çekişmenin ceremesini kendilerinin çektiğini savundu.

“BAŞKAN BAĞIRIP HAKARET ETTİ” İDDİASI

Gölyaka merkeze bağlı İmamlar Mahallesi Sönmez Sokak üzerinde bulunan Demircan ailesine ait iki katlı evin önünde ahır olarak kullanılan yapı için yıkım kararı alınması üzerine Demircan çifti konu hakkında görüşmek için Başkan Muzaffer Coşkun’un yanında soluğu aldı. İlk etapta kendilerine olumlu yaklaşan belediye yetkililerinin çözüm için kapı açtığını ancak kısa sürede bu tavrın yerini Başkan Coşkun’un bağırma ve hakaretlerinin aldığını iddia eden Melek Demircan, Muzaffer Coşkun’un kendisi gibi belediye başkanlığı yapan rahmetli babası zamanından elinde evrak olmasına rağmen başkanın bildiğinden şaşmadığını öne sürdü.

Evin önündeki ahır olarak kullanılan yapının yolu işgal ettiği gerekçesiyle alınan yıkım kararının kendilerine önceden bildirilmeden apar topar uygulandığını savunan Demircan çifti, Öncü Haber mikrofonuna şunları anlattı:

İDDİALAR BÜYÜK: BAŞKAN’DAN ŞOK SÖZLER, “SEN BENİM ABLAM OLSAN SENİ BURAYA SERERDİM”

“Bizi belediye başkanı çağırdı yıkımdan önce. “Burada yol sorunu var, bunu çözelim.” dedi. Tamam, çözelim dedim. Ben de evin şeylerini aldım dedim. Kağıtları göstermek için çantamı açacaktım, “gösterme!” diye bas bas bağırdı bana. Dedim ki, “Başkanım bak, babanızın zamanında yapıldı bu ev. Babanızın bir lafı var; ‘Bak kızım, bu kağıtları sakla, kadınların sandıkları olur.’ dedi.” Çantamı açacaktım, beni itiştirdi. “Ben kağıt falan görmek istemiyorum.” dedi. Öyle davranınca ben de kızgınlıkla, “Orayı düzeltemeden geçeni…” dedim. Öyle deyince yumruğunu sıkıp, “Bir vurmaya seni buraya sererim.” dedi. “Sen benim ablam olsan seni buraya sererdim.” dedi. Dedi ki orada çalışanlara, “Kaymakama, polise dilekçe yazın, en yakın zamanda neyi var neyi yok dökün, yıkın.” dedi.”

“92 YAŞINDAKİ BABAMA RAĞMEN DURMADILAR!”

“Pazartesi geldi, kepçe kamyon ne varsa buraya doldurdu.” diyen Melek Demircan, şöyle devam etti:

“Ahırda ineklerimi aldı, yerlere sürdü sürdü gitti. Encümen azası, bütün işçiler buradaydı. Baktık baş edemiyoruz, insanları çağırdık. Bize müsaade versinler diye. Ben ona “Bir tahta kaldırtmayacağım, yerimi düzeltsin, ben kaldıracağım malzemelerimi. Yeter ki evimi düzeltsin.” dedim. Bizi iki üç gün sonra belediyeye imara çağırdılar. Benim hâlâ elim ayağım tutmuyor tabii. Başkan da “Düzenleme yapacak.” dedi, biz de sevindik. “Nasıl olacak?” deyince “Şu bu lazım.” dediler. Fotokopi çektiremedik. Eşim telefon numarasını bıraktı. “İmza lazım oldukça sizi arayacağız.” dediler. Biz de düzeltilecek diye çok sevindik. Gece saat 00:00’da kardeşim aradı, “Yarın yıkıma gelecekler.” diye. Ben sabaha kadar uyuyamadım. İnanın evin her tarafında yattım. Sabah oldu. “Kötülük çıkmasın, babam 92 yaşında, o arayı bulsun.” dedi kardeşim de. Yataktan kaldırdım 92 yaşındaki adamı. Geldiler, babamı indirdim. Babam başkanı sordu. “Ankara’ya gitti.” dediler, meğerse evdeymiş. Başladılar bir şeyler sürüklemeye. “Baba, sana bir şey yapamazlar, ahırın önünde dur.” dedim. Babam bir-iki adım attı. Babama fazla yüklenemedim, bir şey olur diye. Baktım aldılar inekleri, sürükleye sürükleye götürdüler. Dışarıya bağladılar. İpleri koptu, boynunun üstüne düştü. Tabii biz böyle yaparken inekler kayboldu. İki gün sonra bulduk. Komşumun oraya bağladım. Ağaçlar da gitti. Hiç yol olmayan yere taktı kepçeyi. “O ağacın olduğu yeri yapmayın.” derken yıktılar. Sonra ben hastanelik oldum zaten.”

“YIKIMA ENGEL OLMASI İÇİN AYŞE KEŞİR’İ ARADIM DİYE DAHA DA HIRS YAPTI”

Hâlâ olayın şokunda olduğunu vurgulayan Melek Demircan, şunları söyledi:

“1991 yılından beri burada oturuyorum, daha önce böyle bir sorun yaşamadım. Evimizin kat mülkiyeti, her şeyi tamam. Hukuka uygun, en iyi evlerden biridir Gölyaka’da. 7 bin TL para verdik, çakıl döktük. Beton dökecektik, zabıtaları gönderdi. “Bir çivi çaktırmam ona.” dedi. Ben de Ayşe Keşir’i aradım yardım için. Vekili aradım diye de inatla yıktırmış burayı bu sefer. Ondan dolayı hırs yapmış. Ben böyle bir insan görmedim ömrümde, ilk ve tek. Gölyaka’dan o kadar belediye başkanı geldi, bu ilk ve tek. Ağaçlarımızı hep taşın aralarına gömdüler. Yalvardım, “Kesmeyin” dedim. Düzeltirken dedim ki en azından şu kiraz ağacım büyüktü, o dursun dedim. Yalvardım, kesmeyin diye yalvardım. Önüne durdum, beni saymadı. Ağacı kepçeyle yıkınca sanki bana bir şey oldu, ben yere yığıldım. Ambulans çağırdılar, onlar baktı bana. Buradaki ağaçlar beni hastanelik etti. Şu ağacı koparırken de dedim, koparmayın diye. İnanın ben bunu kaç sene büyüsün diye baktım. Bunlar hep yolun dışındaydı, yola taşmıyordu. Ben hastaneye gittiğimde de bu ağacı kesmişler. Geçen geldiklerinde “Düzeltme yapacağız” dediler ama yine aynısı oldu. Ben hastaneye gittim, onlar arkamızdan bu ağacı da kesmişler.”

“BANA DUYDUĞU KİNİ ABLAMDAN ÇIKARTTI”

MHP Gölyaka eski İlçe Başkan Yardımcısı Şaban Horuz ise iddialarını dile getirerek, Belediye Başkanı Coşkun’un kendisine duyduğu kini ablasından ve eniştesinden çıkarttığını söyleyerek, şu ifadelerde bulundu: “Çok direndim ama MHP teşkilatından ayrıldım. Fakat ben buradaki kişilerle beraber yola gireceğimi gördüğümde sıkıntı yaşayacağımdan ayrıldım. Ben tesadüfen ayın 14’ünde belediyeye çıktım. Konuşuyorduk, başkan dedi ki: “Biz Gölyaka’yı yıkacağız.” dedi. “Nereyi yıkacaksınız?” diye sordum. Biz konuştuk. “Bak” dedim başkan, “ben kimseye kin beslemem, ne söylersem yüzüne söylerim. Bak, husumet yapma. Ablam hastanelik oldu şimdi, hep gider.” dedim. “Biz size süre tanıdık.” dedi. “Siz ablamı çağırmışsınız belediyeye, işlemlere başlamışsınız. Biz sizi arayacağız.” dediniz. Bir şeyler imzalattınız. Ben inanmadım yapacaklarına ama bir geldim ki buraya gelmişler, darmaduman etmişler. Murat Altındal, ilçe başkanımızın gösterdiği yer burasıydı. Ama bunlar ilçe başkanı falan dinlememiş, dümdüz geçmişler.”

“BAŞKANIN ABİSİ AK PARTİLİ İSMET COŞKUN BİZİ MASADA SATTI”

“Ben kimseye husumet beslemem ama geçmişte bunun amcasıyla benim bir sorunum olmuş. Haberim yok, 2009 yılında amcası bizim marketten eşini göstermiş çalışıyor gibi. Sonra ortaya çıkmış, bu iptal olmuş. Bana geldi, dediler ki: “Şahitlik yap, çalışıyor deyin.” dedi. Olmaz, öyle bir şey yok. Eşinin burada çalıştığını bilmiyordum. “Önce sen benim SGK paralarımı ver.” dedim. Ben yatırdım çünkü. Artı, hiç açıklamayacağım, bütün Gölyaka biliyor. Belediye encümen oylamasında damadım encümendi. “Benim hayır vereceksin.” dedim. Başkanın abisi İsmet Coşkun AK Partili. Bizi masada sattı. Ben de vazgeçtim oylamada dedi, biz şok olduk. Ya masada insan satılır mı? Biz senin için damadım her şeyi göze alarak “hayır” diyor. Bazı vaatlerden dolayı, yok para alacakmış, yok oğlu işletecekmiş… Oradan da bana bir husumeti var. Benim husumetim üzerinden ablamı geliyor, burayı dümdüz ediyor.

“BİZE “BEKLEYİN” DİYORLAR, SONRA ARKADAN KAHPECE BURAYI DARMADAĞIN EDİYORLAR”

Gölyaka’da bir sürü yol var, onlara bir şey yapmıyorsun; gelip burada yola bir şey yapmayan ağaçları yıkıyorsun. Bize “bekleyin” diyorlar, sonra arkadan kahpece burayı darmadağın ediyorlar. Böyle bir şey yok ya! Geçmişte akrabalarıyla yaşadıklarımızı, husumet olarak biriktirdi. Bakıyor, bu kim? Gariban. Gidip bakabilirsiniz, çevre yolu var ama adamların ahırı var. Git, yık, adamı Gölyaka’dan sürerler. Garibanları eziyorlar. Bize kin besliyorlar. Sen bizi oyalayıp gizliden burayı yıkıyorsan, sen kin besliyorsun.”

 “2007’DE KENDİ TERK ETTİKLERİ YOLA TECAVÜZ EDİYORLAR, AHIRI KALDIRMIYORLAR“

Öncü Haber’in konu hakkında bilgi aldığı Gölyaka Belediye Başkanı Muzaffer Coşkun ise, imar planındaki yol olarak görünen yer için Demircan Ailesi’nin 2007 yılında terki kabul ettiğini belirterek, şöyle devam etti:

“2007’de kendi terk ettikleri yola tecavüz ediyorlar, ahırı kaldırmıyorlar. Kimseyle kişisel husumetin yok, niye olsun ki? 90 yaşındaki adam geldi benim yanıma, durumu ona da izah ettim, ‘Sen niye buralara kadar yoruldun dedim. O bile ‘Allah razı olsun’ diyerek gitti.” dedi.

“ASIL HAKARET EDEN KENDİSİ”

Melek Demircan’ın ‘Bana makamında hakaret edip, bağırdı” iddiası için ise Başkan Coşkun, “Bunu asla kabul etmiyorum. Aksine kendisi ağza alınmayacak sözler sarf ettiği için kendisine -odada eşiyle birlikte 4 erkektik- ‘Utanmıyor musun milletin içinde böyle konuşmaya. Sen benim ablam olsaydın bir tane yapıştırmıştım.’ diyerek tersledim.” ifadelerini kullandı.

“İKİ KEZ TEBLİGAT GÖNDERDİK YİNE SORUN ÇIKARTTILAR”

Melek Demircan’ın AK Parti Kadın Kolları’nda görev alması nedeniyle araya siyaseti sokarak belediyenin hizmetine engel olmak istediğini de sözlerine ekleyen Başkan Coşkun, “Belediye olarak geçtiğimiz yıldan bu yana en az iki kez tebligat gönderdik ancak her seferinde sorun çıkarıldı. Benim ne intikam almak ne de hırs yapmak gibi bir durumum olamaz. Şaban Horuz, şikayet ettiği akrabalarımla daha sonra oturup çay içen, sohbet eden karakterde bir insan. Ayrıca geçmişte benden bazı konularda destek istediler ve ben de verdim. O zaman saygı ve güvenleri vardı da yolu açtığımızda mı bu değişti?” diye konuştu.  

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.