2025-07-12 18:00:27

YETİMİN, EMEKÇİNİN HAKKINI YEMEYE UTANMIYOR MUSUNUZ?

SADULLAH ÜNSAL

akcakoca postasi@hotmail.com 12 Temmuz 2025, 18:00

Hani affolmayan günahlardan bir tanesi de kul hakkıymış. Kul hakkı, Yetim hakkı, emekçinin hakkı.

Şimdi size böyle bir konudan bahsedeceğim. Düzce'de iki kardeş… Bir tanesi metal işleriyle uğraşıyor, bir tanesi lastik işçiliğiyle uğraşıyor, lastik tamiratı yapıyor. Ama bunların ikisinin ortak özelliği, sanayide –efendim şu anda yıkılsın mı, dökülsün mü, satılsın mı– dedikleri eski sanayide.

Pazartesi günü burayla ilgili detaylı konuşacağız.

Bir kardeşimiz daha var ki, Hakk’ın rahmetine kavuşmuş, şehit olmuş bir polis. Bunun da yetimleri var. Şimdi bu konuya nereden geldik? Haktan geldik.

Şimdi bu yetimlerin, bu emekçilerin bir iş yeri var. Düzce Yeni Sanayi Sitesi'nde. Burada da Düzce'nin sayılı zenginlerinden gibi görünen, şekilli şemalli derler ya, güzel arabalarla gezen, filmlere çıkan, filmlerde artistlik yapan, öyle özel insanlarla farklı görüntülerle kendinden söz ettirmeyi seven, birkaç defa da içeriye farklı şekillerde girip çıkan bir arkadaş, kiracı.

2023’te babaları öldükten sonra bu adam dükkânda kiracı. Bugünkü rayiç bedelle kaç para ödüyor biliyor musunuz? Kira olarak 8 bin TL ödüyor.

Bunlar da diyorlar ki: “Bizim sanayide başka yerde dükkânımız var. Biz dükkânımıza geçmek istiyoruz. Buradan çıkar mısınız?” Tabii başlıyor ihtilaf. İş arabulucuya gidiyor. Arabulucu da diyor ki: “İsterseniz siz bu dükkânı satın alın, isterseniz buradan çıkın. Biz mesleğimizi, emeğimizi ve buradaki yetimin hakkını bu dükkândan kazandığımız rızıkla vereceğiz.”

ÇOK ONURSUZCA,VİCDANSIZCA VE İNFASIZCA BİR TAVIRDA…

İş mahkemeye gidiyor. Siz yasal haklarınızı kullanın. Ama bu onursuzca bir davranış, vicdansızlık, insani değil, İslami değil. Bir yetimin hakkını, emekçinin hakkını, çalışanın hakkını nasıl yiyorsunuz ya? Bu kadar zenginliğin, bu kadar şatafatın, bu Amerikan arabalarına binerek gezmenin, bir de toplumda “ticaret erbabı” diye görünmenin bir anlamı var mı?

SANAYİDE KİRALAR 30-40 BİN, BU TACİR GÖRÜNÜMLÜ VATANDAŞ 8 BİN LİRA ÖDÜYOR

Siz yetimin, emekçinin hakkını yiyorsunuz. Yerken hiç utanmıyor musunuz? 8.000 TL kira ne ya? Emsalleri 40 bin TL, 50 bin TL. Mahkeme uzadıkça uzayacak. Burada çalışan emekçi kendi iş yerinde 40 bin TL, 45 bin TL kira verecek çalıştırdığı yerde, kendi dükkânında hem kira vermeyecek hem yetimlere bakacak, şehit ailesinin yetimlerine bakacak.

Ama milliyetçilikte, görüntüde, adamlıkta, erdemlikte, şekilde kendini çok farklı gösteren insanlar, buradaki yetimin, buradaki emekçinin, buradaki garibin, buradaki alın teriyle kazananın hakkına göz dikmiş.

Şimdi “Kim bu?” dediğiniz zaman, kim bu derseniz bu zaten kendini biliyor. Ben bu kişiyi aradım. Dedim ki: “Böyle böyle bir durum varmış. Bir tarafta yetimler var, bir tarafta emekçiler var. “Ben bilmiyorum,” dedi. “Bir bakayım, döneyim,” dedi. Dönmedi, dönmez.

Çünkü hani diyor ya: “Yiyin beyler aksırıncaya kadar, tıksırıncaya kadar…” Dünya kadar malın olsa ne yazar? Gideceğin yer en son bir mezar. Ne kadar zengin olursan ol, bir fakir mezarını kazar. Bu dünyanın doğrusu bu, gerçeği bu. Ama gel anlat.

Dünya malı nelere kadir… İnsanları rezil ederken vezir ediyor, vezir ederken rezil ediyor. Hani rezil olmak mı, vezir olmak mı dünyada kazanmak, dünyada yaşamak için çoluk çocuğuna nasıl bir sermaye bırakmak?

Ben şimdilik bu kadar söylüyorum. Eğer bu süreç devam ederse bu sefer isimleriyle beraber kamuoyuna açıklayacağım. O kendisini biliyor.

Çok onurluca bir hareket yaparak:“Evet, bu yetimin hakkı var, burada emekçinin hakkı var. Biz bu mahkemeden feragat ediyoruz. Adam gibi buyurun geçin. Yetimin de hakkı geçmesin bize. Alın teriyle çalışan emekçinin de hakkı geçmesin. O makinesinde kaynak yapanın hakkı geçmesin,” diyecek kadar onurlu bir hareket bekliyoruz.

ORMANI YAKANDA ORMANI ÇALANDA AYNI

Efendim ben Çarşamba günü Akçakoca’ya gittim. Akçakoca’da ormanla ilgili bir iddialar vardı. Kaçak kesim, dikili diye bir kesim var, Onu anlattık orada. Nasıl olduğunu ve orada nasıl istismarlar olduğunu anlattık.

Aslında ormandan çalan da bir, ormanı yakan da bir, değil mi? Orada tüyü bitmemiş yetimin hakkı var. Önceki yetim zaten belli, ama orada tüyü bitmemiş yetim var. Nasıl helalleşeceksiniz?

Ormanlardan kaçak kesim yapan insanlar –veya kim olursa olsun– bunu müteahhitler yapıyor, bunu kooperatifler yapıyor, bunu şahıslar yapıyor. Kim olursa olsun…

ORMANLAR DİKİLİ SATIŞLA TALAN EDİLİYOR

TÜYÜ BİTMEMİŞ YETİMİN HAKKINI KİME ÖDEYECEKSİNİZ?

Kaçak mal kestiğiniz zaman tüyü bitmemiş yetimi nerede bulup, nerede ödeyeceksiniz? Biz sahada bu konuyu değerlendirdik.

Şimdi özellikle Düzce merkezde, Düzce bölgesinde dikili kesim yok. Ayakta satış yok. Ama Akçakoca’da özellikle de bu var.

Son günlerde Orman Bölge Müdürlüğü’ne Akçakoca ile ilgili dikili kesimleriyle ilgili defalarca şikâyetler gitti. Bunlarla ilgili ‘istismar var, suistimal var, kaçak kesim var’ denildi.

Ancak Orman Bölge Müdürlüğü bu konuyla ilgili mutlaka bir değerlendirme yapıyor. Ancak kamuoyuna yansıyan, kamuoyunu tatmin eden ve bu bölgenin yapılan işlemdeki istismarlarını ortaya çıkaran somut ve net bir gelişme yok.

Şimdi buradan, Sayın Orman Bölge Müdürü’ne ve Orman Genel Müdürlüğü’ne sesleniyoruz:

Bakınız, mutlaka ormanların kanunlarıyla beraber yetkilileri, vatandaştan veya diğerlerinden daha fazla korumakla mükelleftir.

Ancak dikili kesim, özellikle Akçakoca ve bölgesinde, dikili kesimlerde “yol yapma bahanesiyle” farklı bahanelerle damgalı olmayan ağaçlar kesiliyor ve gidiyor.

Peki ormanın işletme şefi yok mu? Ormanın muhafaza memuru yok mu? Ormanın müdürü yok mu? Hepsi var. Peki bunlar ne yapıyor?

Bunu Deredibi Köyü Orman Kalkınma Kooperatifi Başkan Yardımcısı Nevzat Sağlam görüyor da Akçakoca’daki orman muhafaza memuru, orman işletme müdürü, işletme şefi görmüyor mu?

Peki görüyorsa, bunu görüyorsa ne yapılıyor?

Nevzat Sağlam dağları, bayırları dolaşıp damgalı ve damgasız ağaçların tespitini yapıyor. Kendi bir vatandaş olarak ormanın muhafazasını ve müdafaasını yapma adına.

Peki ormanın yetkilileri, bu konuyla ilgili burada kesim yapılırken, taşınırken neredeymiş? Bunların hesabını kim soracak?

Belki Nevzat Bey’in iddiaları veya gördüğümüz şeyler bize nizami gelmeyebilir. Belki nizami olan boyutu vardır. Bunun da bir açıklaması yok.

DUYDULAR, GÖRDÜLER, BİLDİLER: ARTIK GEREĞİ SİZDE

Şimdi Akçakoca’daki AK Parti İlçe Başkanı, Sayın İl Başkanı, Sayın Ercan Öztürk; bunların hepsi, çoğu, biliyorlar. Bu konuyla ilgili bilgilendirme de yapıldı kendilerine.

Yapılan işlemlerde siyaset adına bunlar ne yapıyor? İşte hepsinden önemlisi bu. Mutlaka herkesin bir çıkarı, beklentisi, kazancı var. Ancak kazanırken çıkarlarımız için ormanlarımızı heba etmeyelim.

Ormanlar bizim geleceğimiz. Hani “yaş kesenin başını keserim” diyor ya Fatih Sultan Mehmet Han…

Burada yaş kesiliyor. Ormanın daha sağlıklı büyümesi için belki bunlar yapılıyor. Ama kesilmemesi gerekenleri de kesenlere karşı burada bir orman işletmesi var. Akçakoca^’da var mı yok mu o da belli değil.

Siyaset bu konuya hâkim. Siyaset bu konuyu biliyor. Peki siyaset ne yapıyor? Onu da bilmiyoruz.

Hepsinden önemlisi, bu şikayetler resmi olarak CİMER’e kadar yapılmış. Orman Bölge Müdürlüğü’ne yapılmış. Bölge Müdürü’ne yapılmış. Bütün yetkililer gelmiş, burada raporları tanzim etmişler.

Buradan iki tane sonuç çıkıyor: Ya bu bölmelerde ağaç kesen kişi –müteahhit veya kooperatif veya kimse– bunun üzerine bir müeyyide uygulanıyor. Veya bölme kapandıktan sonra yapılmış diye “faili meçhul”e gidiyor kesilen ağaçlar.

Peki faili meçhul yani bilinmiyor. Bu ağaçlar buradan martılar mı, kargalar mı, havadan mı gitti, karadan gitti. Faili meçhul de olsa, kimin kestiği bilinmese de…

Bunu kesen adam alıp gitmedi mi? Gitti. Orman işletmesi neredeydi? Akçakoca Orman İşletmesi bu ormanları korumakla mükellef, vatandaştan ziyade. Ancak bu ağaçlar buradan kesilirken, ormanın muhafaza memuru, işletme şefi, işletme müdürü neredeydi? Gördüler mi, bildiler mi? Bilmedilerse şimdi bildiniz. Görmediyseniz şimdi gördünüz. Duymadıysanız şimdi duydunuz.

Ben burada, başta özellikle bu konuya hâkim olan Sayın Ercan Öztürk… Bu konuyu çok yakından takip ediyor. Burhan İşleyen, Akçakoca AK Parti İlçe Başkanı da yakından takip ediyor, Hasan Şengüloğlu AK Parti İl Başkanın da bilgisi var bu konularla ilgili.

Siyasetin bu iddialara karşı, bu yapılanlara karşı bürokrasiden ne gibi bir hesap soracağını, ne gibi bir sonuç elde edeceğini ben kamuoyu adına merak ediyorum.

Özellikle de Orman Bölge Müdürümüz, bu konuyla ilgili ne yapacak? Bu işin takipçisi olacağız.

Ama hepsinden önemlisi şu var: Ormanlar bizim yaşam alanımız. Yaşam alanımızı, nefes aldığımızı, nefes alanımızı kimsenin çıkarına, egosuna, menfaatine, hesabına kurban etmeyelim.

Bir detay daha vereyim size. Ben bu konuyla ilgili Sayın Orman Bölge Müdürü’ne söylemiştim. Bana dedi ki: “Ormanlarda çekim yapmak izne tabidir.”

Tabii bunun hukuksal boyutuna baktık. Haber maksatlı olduğundan herhangi bir müeyyidesi yok.

Ama ormandan çekim yapmak, form doldurmak ve izne tabi diyen Sayın Bölge Müdürü, buradaki ağacın kesimi hangi izinle verildi? İşte can alıcı soru bu. Biz buraya girmek için veya burada haber yapmak için izin alacaksak…

Buradan adamlar kesmişler, götürmüşler, malı götürmüşler. Bunlar kimden izin aldı?

Hoşça kalın, dostça kalın, Allah’a emanet olun.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.